top of page

Acele Kamulaştırma Süreci Nedir?

Güncelleme tarihi: 21 Haz 2024

Giriş


Kamulaştırma, idarenin, kamu yararı amacıyla özel mülkiyete ait taşınmazları, malikin rızası aranmaksızın, söz konusu taşınmazın karşılığını ödeyerek kendi mülkiyetine geçirmesi yani el koymasıdır. Kamulaştırma, Anayasa’nın 46. maddesinde ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda düzenlenmiştir.


Kamulaştırma, idarenin özel mülkiyete müdahale etmesi bakımından, hem idare hem de malik açısından önemli sonuçlar doğuran bir işlemdir. Bu nedenle, kamulaştırma işleminin, Anayasa ve kanunlarda belirlenen şartlara uygun olarak yapılması gerekir.


Kamulaştırma işlemi, genel olarak, idarenin kamulaştırma kararı alması, kamulaştırma bedelinin tespiti, uzlaşma, itiraz ve iptal davaları gibi aşamalardan oluşur. Ancak, bazı olağanüstü durumlarda, idarenin kamulaştırma işlemlerini hızlandırması ve taşınmazı derhal elde etmesi gerekebilir. Bu durumlarda, idare, "Acele Kamulaştırma" usulünü uygulayabilir.


Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmadan farklı olarak, idarenin kimi kamulaştırma işlemlerini, söz konusu taşınmazı kendi mülkiyetine geçirdikten sonra yapmasıdır. Bu işlemler arasında, kamulaştırma bedelinin tespiti, tescili, uzlaşma, itiraz ve iptal davaları sayılabilir.


Bu makalede, acele kamulaştırma süreci nedir sorusuna cevap vermek için, acele kamulaştırmanın tanımı, şartları, usulü ve itiraz yolları hakkında bilgi verilecektir.


Acele Kamulaştırmanın Tanımı ve Amacı


Acele kamulaştırma, olağanüstü durumlarda idarenin, kamu yararı amacıyla özel mülkiyete ait taşınmazları, malikin rızası olmaksızın söz konusu taşınmazın karşılığını ödeyerek kendi mülkiyetine geçirmesi yani el koymasıdır. Acele kamulaştırma, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenmiştir.


Acele kamulaştırmanın amacı, kamunun büyük zararlara uğramasının önlenmesidir.


Acele kamulaştırma, yurt savunması ihtiyacına, Cumhurbaşkanınca karar alınacak aceleliğe veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlara dayanır. Bu durumlar, örneğin, savaş, afet, salgın, enerji krizi, ulaşım güvenliği, kentsel dönüşüm, çevre koruma gibi kamunun acil müdahale gerektiren ihtiyaçlarıdır.


Acele kamulaştırma, idarenin özel mülkiyete müdahalesinin en ağır şeklidir. Bu nedenle, acele kamulaştırma kararının, Anayasa ve kanunlarda belirlenen şartlara uygun olarak alınması ve uygulanması gerekir. Aksi halde, acele kamulaştırma kararı, hukuka aykırı olur ve iptal edilebilir.


Acele Kamulaştırmanın Şartları


Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmadan farklı olarak, idarenin kimi kamulaştırma işlemlerini, söz konusu taşınmazı kendi mülkiyetine geçirdikten sonra yapmasıdır. Bu işlemler arasında, kamulaştırma bedelinin tespiti, tescili, uzlaşma, itiraz ve iptal davaları sayılabilir.


Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmanın bir istisnası olduğu için, olağan kamulaştırmanın şartlarını da taşımalıdır. Bu şartlar, şunlardır:

  • Kamu yararı: Kamulaştırma, kamu yararı amacıyla yapılmalıdır. Kamu yararı, kamunun genel veya özel bir kesiminin yararını sağlayacak bir amacı ifade eder. Kamu yararı, Anayasa, kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenir.

  • Özel mülkiyete ait taşınmaz: Kamulaştırma, özel mülkiyete ait taşınmazları kapsar. Taşınmaz, tapu siciline kayıtlı olan veya olmayan, üzerinde mülkiyet hakkı bulunan arsa, arazi, bina, bağ, bahçe gibi gayrimenkulleri ifade eder. Kamulaştırma, taşınmazın tamamını veya bir kısmını, asli veya tali nitelikteki hakları da kapsayabilir.

  • Kamulaştırma bedelinin ödenmesi: Kamulaştırma, taşınmazın karşılığının ödenmesi şartına bağlıdır. Kamulaştırma bedeli, taşınmazın gerçek değerini yansıtır ve mahkemece tespit edilir. Kamulaştırma bedeli, idare tarafından mal sahibi adına belirtilen bankaya yatırılır.


Acele kamulaştırma, olağan kamulaştırmanın şartlarının yanı sıra, ayrıca, acele kamulaştırmanın dayanağı olan olağanüstü durumun varlığını da gerektirir. Bu durumlar, şunlardır:

  • Yurt savunması ihtiyacı: Yurt savunması ihtiyacı, ülkenin güvenliği, bağımsızlığı, bütünlüğü ve çıkarları için gerekli olan durumları ifade eder. Yurt savunması ihtiyacı, Milli Savunma Bakanlığı tarafından belirlenir.

  • Cumhurbaşkanınca karar alınacak acelelik: Cumhurbaşkanınca karar alınacak acelelik, kamunun acil ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan durumları ifade eder. Cumhurbaşkanınca karar alınacak acelelik, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenir.

  • Özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlar: Özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlar, kamunun hayati önem taşıyan ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan durumları ifade eder. Özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlar, ilgili kanunlarda belirlenir.


Acele Kamulaştırma Usulü


Acele kamulaştırma usulü, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenmiştir. Acele kamulaştırma usulü, aşağıdaki aşamalardan oluşur:


  • Acele kamulaştırma kararının alınması ve yayımlanması: Acele kamulaştırma kararı, ilgili idare tarafından alınır ve Resmi Gazete’de yayımlanır. Acele kamulaştırma kararı, kamulaştırılacak taşınmazın niteliği, yeri, sınırları, miktarı, değeri, malikleri ve payları gibi bilgileri içerir. Acele kamulaştırma kararı, kamulaştırma işleminin başlangıcıdır.

  • Acele el koyma davasının açılması ve karara bağlanması: Acele kamulaştırma kararının alınmasından sonra, ilgili idare, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine acele el koyma davası açar. Bu dava, taşınmazın değerinin tespiti ve idare lehine el koyma kararının verilmesini amaçlar. Mahkeme, acele el koyma davasını yedi gün içinde karara bağlar. Mahkeme, taşınmazın değerini, idare tarafından seçilen bilirkişilerce belirler ve bu değeri, idarenin mal sahibi adına belirlediği bankaya yatırmasına karar verir. Mahkeme, ayrıca, idarenin taşınmaza el koyma şerhinin konulmasına ve mal sahibinin mülkiyet hakkının sınırlandırılmasına hükmeder. Bu süreçte satış, ferağ ve sait işlemlere dair taşınmaz sahibinin hakkı sınırlandırılmış olur.

  • Acele el koyma kararının tebliği ve icrası: Mahkeme, acele el koyma kararını, ilgili idareye ve taşınmaz malikine tebliğ eder. Tebliğ, taşınmaz malikinin bilinmemesi veya yurt dışında bulunması halinde, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli gazetede ilan yoluyla da yapılabilir. Mahkeme, acele el koyma kararını, ilgili idareye icra ettirir. İdare, taşınmazın değerini, mahkemenin belirlediği bankaya yatırır. Bunun karşısında taşınmaz sahibi ilgili bedeli bankadan imza karşılığında teslim alırsa bu bedel kamulaştırma bedeli olur. İdare de bu aşamadan sonra tapuda idare aleyhine ferağ verilmesi sonucunda taşınmazın kamulaştırmaya konu kısmı üzerinde malik olur. İdare, taşınmaza el koyduktan sonra, taşınmazda istediği şekilde tasarruf edebilir. Ancak; taşınmaz sahibi bu aşamada ücreti teslim almaz ve tapuda ferağ vermez ise idare aşağıda anlatacağımız "Kamulaştırma Bedelinin Belirlenmesi" davasını Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açar. Bu dava sonucu belirlenen değer "Acele Kamulaştırma" davasında belirlenen değerden yüksek olabilir. Bu nedenle, taşınmaz malikinin ferağ aşamasında dikkatlice düşünmesi elzemdir.

  • Acele el koyma kararına itiraz: Bu noktada ekseriyetle belirtilmesi gereken durum şudur: Acele Kamulaştırma kararının Resmi Gazete'de yayınlanmasından itibaren 60 gün içerisinde Danıştay'da (İlk Derece Mahkemesi'nde) ilgili kararın iptaline iilişkin dava açılmalıdır.

  • Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasının açılması ve karara bağlanması: Acele el koyma kararının verilmesinden sonra, ilgili idare, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açar. Bu dava, taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesi ve taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmesini amaçlar. Mahkeme, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasını, bilirkişi raporu alarak ve tarafları dinleyerek karara bağlar. Mahkeme, taşınmazın gerçek değerini, taşınmazın kamulaştırma kararının alındığı tarihteki durumuna göre belirler ve bu değerin idare tarafından mal sahibine ödenmesine karar verir. Mahkeme, ayrıca, taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmesine hükmeder.

  • Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararının tebliği ve icrası: Mahkeme, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararını, ilgili idareye ve taşınmaz malikine tebliğ eder. Tebliğ, taşınmaz malikinin bilinmemesi veya yurt dışında bulunması halinde, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahalli gazetede ilan yoluyla da yapılabilir. Mahkeme, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararını, ilgili idareye icra ettirir. İdare, taşınmazın gerçek değerini, mahkemenin belirlediği bankaya yatırır ve taşınmazı tapuya tescil ettirir. İdare, taşınmazın değerini yatırdıktan sonra, acele el koyma kararıyla yatırdığı bedeli geri alır.

  • Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararına itiraz: Taşınmaz malikleri, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararına, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde, taşınmazın bulunduğu yerdeki bölge adliye mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili kararının yürütmesini durdurmaz. Bölge adliye mahkemesi, itirazı karara bağlar. Bölge adliye mahkemesinin kararına karşı, Yargıtay’a temyiz yoluna gidilebilir.

 

 


 

"İçtihat Metni"

T.C.DANIŞTAY ALTINCI DAİRE

Esas No : 2021/9709Karar No : 2022/7091


DAVACI : ...VEKİLİ : Av. ...

DAVALILAR : 1- ... 2- ... Bakanlığı - ...

VEKİLLERİ : Av. ...MÜDAHİL (DAVALILAR YANINDA): ... Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş.

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Trabzon İlinde, “Ayvadere Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali”nin yapımı amacıyla, belirlenen taşınmazların tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/11/2018 tarih ve 30590 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08/11/2018 tarih ve 321 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, Trabzon İli, Araklı İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI: Projenin 2005 yılında hazırlandığı, acele kamulaştırma işlemine ise 2019 yılında başlanıldığı, dava konusu taşınmazın üzerine yapılması planlanan su tahliye tünellerinin heyelan bölgesinde bulunduğu, ilk projedeki santralin kurulu gücü düşürüldüğünden daha küçük ölçekli bir proje ve buna bağlı olarak daha az inşaat işlemi yapılacağı, bu sebeple ilk projeye göre projelendirilen kamulaştırma işleminin kamu yararına uygun olmadığı ve kamulaştırılacak taşınmazların kamulaştırma sebeplerine uygun kullanamayacağı, inşaat çalışmaları sebebiyle heyelan riski oluştuğundan, ortaya çıkan zararın tespiti için sondaj çalışmalarının devam ettiği, dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasında kamu yararının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI : Usul yönünden; davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden ise; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun aldığı kamu yararı kararı üzerine 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca taşınmazlarla ilgili kamulaştırma kararının alındığı, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca alınan acele kamulaştırma kararının genel olarak hukuka ve ilgili mevzuat hükümleri ile hizmet gerekleri ve kamu yararına uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ: Enerji üretimine duyulan ihtiyaç nedeniyle, enerji yatırımının bir an önce yapılabilmesi için acelelik halinin gerçekleştiği sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Trabzon İli, Araklı İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın bir kısmının Ayvadere Regülatörü ve Hidroelektrik Santralinin yapımı amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmek üzere acele kamulaştırılmasına ilişkin 08.11.2018 tarihli, 321 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasında, idarelerin kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini ödemek suretiyle kamulaştırma yapabilecekleri düzenlenmiş; aynı Kanunun 6. maddesinin son fıkrasında da, onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek olmaksızın yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınması yeterli görülmüştür.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararının tapu müdürlüğüne bildirileceği, taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmünün tapu kütüğüne şerh edileceği, el koyma kararından sonra taşınmaz malın 20. madde uyarınca boşaltılacağı, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gerektiği; 2942 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için kamu yararı kararı alınmasına gerek bulunmamakla birlikte, yetkili icra organı tarafından kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir kararın alınmasının yeterli görüldüğü; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 27. maddesinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü ve ancak istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulmasının gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, Trabzon ili, Araklı ilçesinde yapılması planlanan Ayvadere Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali Projesi için ... tarih ve ... sayılı Trabzon Valiliği oluru ile Çevresel Etki Değerlendirme gerekli değildir kararının alındığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun ... tarihli, ... sayılı kararı ile ... Elektrik Üretim ve İnşaat Anonim Şirketine Trabzon ilinde kurulması planlanan Ayvadere Regülatörü ve HES üretim tesisinin yatırımına başlanılabilmesi için gerekli onay, izin, ruhsat ve benzerlerinin alınabilmesi amacıyla 25/01/2018 tarihinden itibaren 30 ay süreyle 644 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca ... numaralı önlisans verildiği, anılan önlisans kapsamında tesislerin kurulabilmesi için gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılabilmesi amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca ... tarihli, ... sayılı kamu yararı kararı alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 07/09/2018 tarihli yazısı ile söz konusu lisans kapsamındaki taşınmazların kamulaştırılmasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığından istenmesi üzerine anılan Bakanlığın ... tarihli, ... sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edilmek üzere acele kamulaştırmaya ilişkin 08/11/2018 tarihli, 321 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı alındığı anlaşılmaktadır.

Olayda; Danıştay Altıncı Dairesinin 08/12/2021 tarih ve E:2021/9709 sayılı ara kararı ile acele kamulaştırma usulünün tercih edilmesinin gerekçelerinin ve acelelik halini ortaya koyan nedenlerin açıklanmasının istenilmesine rağmen davalı idarelerce dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren somut nedenlerin ortaya konulmadığı, acelelik halinin, kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı ve taşınmazların normal prosedüre göre kamulaştırılması işlemlerinin tamamlanmasının uzun zaman alabileceği yolundaki gerekçenin de tek başına acele kamulaştırma nedeni olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, dava konusu kararda yukarıda anılan 2942 sayılı Yasa'nın 27. Maddesinin amacına ve uygulanma koşullarına uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davaya müdahale isteminde bulunan ... Elektrik Üretim ve İnşaat A.Ş.'nin davanın sonucuyla ilgili olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili düzenlemeleri uyarınca, davalılar yanında davaya müdahale istemi kabul edilerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun ... tarihli, ... sayılı kararı ile, ... Elektrik Üretim ve İnşaat Anonim Şirketine Trabzon ilinde kurulması planlanan Ayvadere Regülatörü ve HES üretim tesisinin yatırımına başlanılabilmesi için gerekli onay, izin, ruhsat ve benzerlerinin alınabilmesi amacıyla 25/01/2018 tarihinden itibaren 30 ay süreyle 644 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca ... numaralı önlisans verilmiştir. Anılan önlisans kapsamında tesislerin kurulabilmesi için gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılabilmesi amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca ... tarihli, ... sayılı kamu yararı kararı alınmıştır. Dava konusu 08/11/2018 tarih ve 321 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, Trabzon İli, Araklı İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın “Ayvadere Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali”nin yapımı amacıyla tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarihli ve E:... , K:... sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza acele el konulmasına karar verilmiştir.

Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 19. maddesinin 1. fıkrasında; "Elektrik piyasasında üretim veya dağıtım faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin, önlisans ve lisansa konu faaliyetleri için gerekli olan kişilerin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlara ilişkin kamulaştırma talepleri Kurum tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde Kurul tarafından kamu yararı kararı verilir. Söz konusu karar çerçevesinde gerekli kamulaştırma işlemleri 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen esaslar dâhilinde üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri için Maliye Bakanlığı, dağıtım faaliyetlerinde bulunan lisans sahipleri için TEDAŞ tarafından yapılır.

Bu durumda kamulaştırma bedelleri ile kamulaştırma işlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaştırma talebinde bulunan önlisans veya lisans sahibi tüzel kişi tarafından ödenir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Usul Yönünden: Davanın süresinde açılmadığı iddiasına gelince; İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarında genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.

Acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete'de yayımlanması ilgililere tebliğ hükmünde olmadığından acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin Anayasada yer alan bir temel hak ve özgürlük olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte bireysel işlem olması karşısında otuz gün içinde dava açılacak idarenin gösterilmesi suretiyle ilgiliye tebliğ edilmesi, Anayasada güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir. Bu çerçevede, muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının, usulüne uygun yazılı bildirimi üzerine otuz gün içinde veya öğrenme üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği, bu durumda 2577 sayılı kanunun 20/A maddesinin uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/03/2015 tarihli, E:2014/5590, K:2015/891 sayılı kararı da bu yöndedir. Uyuşmazlıkta, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının davacıya tebliğ edildiğine dair belgenin dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, davacı tarafından öğrenme tarihi üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava açıldığından, davalı idarelerin davada süre aşımı bulunduğu yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN: Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir. Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir. Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir. Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, cAeleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır. Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. 2942 sayılı Kanunun 3. maddesinde, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirilmiştir. Dava konusu işlem ile enerji üretiminde kamu yararı görülmüş ve en kısa sürede enerji üretimine geçilmesinin acelelik hali oluşturması sebebiyle davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Öte yandan, Ülkemizin enerji açığı değerlendirildiğinde, dava konusu olayda olduğu gibi Devlet adına lisans verilmek suretiyle yapılan enerji yatırımlarında kamulaştırma ile ilgili diğer hususların yerine getirilmiş olması koşuluyla acelelik halinin bulunduğu da tartışmasızdır. Bu durumda; davaya konu regülatör ve hidroelektrik santralinin kurulması ve bu suretle en kısa sürede elektrik üretiminin sağlanması amacıyla yapılacak kamulaştırmada acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, enerji yatırımının bir an önce yapılabilmesi maksadıyla taşınmaza el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı kararının 185 ada, 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:Açıklanan nedenlerle;

1.DAVANIN REDDİNE,

2. Aşağıda ayrıntısı yer alan ... -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalılar yanında müdahil tarafından yapılan ... -TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılar yanında müdahile verilmesine,

3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ... TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,

4. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara ve müdahile iadesine,

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


 

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         

2021/9679 E.  ,  2022/7106 K.

  •  

"İçtihat Metni"

T.C.D A N I Ş T A YALTINCI DAİRE

Esas No : 2021/9679

Karar No : 2022/7106

DAVACILAR : 1- ... 2- ...3- ...

VEKİLLERİ : Av. ...

DAVALILAR : 1- ... 2- ... Müdürlüğü - ...

VEKİLLERİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : "Kuzey Marmara Otoyolu" projesi kapsamında, taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/09/2021 tarih ve 31588 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/09/2021 tarih ve 4456 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptali istenilmektedir.


DAVACILARIN İDDİALARI : Taşınmazın Toplu Konut İdaresinden 17/09/2020 tarihinde satın alındığı, projenin kesinleşmediği ve davacıların taşınmazlarının proje dışında kaldığı, dava konusu işlemde kamu yararının bulunmadığı ileri sürmektedir.


DAVALILARIN SAVUNMALARI : Projenin başlangıçta İstanbul ve civarında oluşan ulaşım ihtiyaçlarını karşılamak için planlandığı, ancak Ülkemizdeki ve bölgedeki gelişmelerin çok hızlı olması ve ulaşım ihtiyacının Marmara Bölgesi'nin kuzey kesiminde yer alan Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illerinde had safhaya ulaşmaya başlaması ve ayrıca mevcut çevre yollarındaki yoğunluğun gün geçtik artması ile gelecekteki ulaşım ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla projenin geliştirildiği, projenin Ulusal ve Uluslararası ulaşım taleplerini karşılamanın yanı sıra ülkemizin en büyük metropolü olan İstanbul'un gelecekteki ulaşım ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde planlandığı, transit geçiş yapılacak ikinci bir otoyol ihtiyacından kaynaklandığı, özellikle Kapıkule'den giren araçların tamamına yakınının Karadeniz bağlantılı yeni çevre yolunu ve söz konusu 3. köprüyü kullanmasıyla, İstanbul'daki transit trafik yükünün hafifletilmesinin beklendiği, projenin Uluslararası yol şeklinde düşünüldüğü, ağır vasıtaların İstanbul trafiğine girmeden transit geçiş yapmasının hedeflendiği, Adapazarı'ndan başlayarak Kınalı'ya bağlanan proje dahilinde bulunan 3. boğaz köprüsünün, yapılması planlanan İzmit Körfezi ve Çanakkale Boğazı köprüleriyle bütünleşmesiyle Marmara aksının tamamlanmış olacağı, proje ile ulaşım altyapısının hizmet seviyesinin artacağı, ulusal ve uluslararası ulaşım talebinin en üst düzeyde karşılanmış olacağı, araçların kesintisiz, emniyetli ve konforlu bir yol ile zamandan tasarruf edilerek transit geçişin sağlanması ve İstanbul şehir içi trafiğinde yaşanan yoğunluğun azaltılmasının hedeflendiği, dava konusu işlem ile projenin kesin olmayan muhtemel güzergahları baz alınarak, bu güzergahlar üzerinde yer alan muhtelif taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma kararının alındığı, dava konusu taşınmazların projenin muhtemel güzergahında yer aldığı, daha sonra yapılan proje çalışmalarına istinaden, söz konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ihtiyaç kalmadığının tespit edildiği, davaya konu taşınmazların kamulaştırma kapsamı dışında olması nedeniyle bu taşınmazlara yönelik herhangi bir kamulaştırma (acele kamulaştırma v.b.) işlemi yapılmasına gerek kalmadığı, dava konusu taşınmazlar söz konusu proje kapsamında bulunmadığından haklarında alınmış bir kamu yararı kararının bulunmadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.


DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu işlemin ... Mahallesi, ... e ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, "Kuzey Marmara Otoyolu" projesi kapsamında ekli kroki ile listede güzergahı, bulunduğu yer ve ada/parsel numaraları gösterilen taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/09/2021 günlü, 31588 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/09/2021 günlü, 4456 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Dosyanın incelenmesinden; davalı idareler tarafından verilen cevap dilekçesinde; dava konusu acele kamulaştırma kararının, otoyol projesinin kesin olmayan muhtemel güzergahları baz alınarak, bu güzergahlar üzerinde yer alan muhtelif taşınmazlara yönelik olarak alındığı, uyuşmazlığa konu taşınmazların projenin muhtemel güzergahında yer aldığı, daha sonra yapılan proje çalışmalarına dayanılarak, söz konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ihtiyaç kalmadığının tespit edildiği, anılan taşınmazların kamulaştırma kapsamı dışında olması nedeniyle bu taşınmazlara yönelik herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmasına gerek kalmadığı, bu nedenle haklarında alınmış bir kamu yararı kararının bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; kamulaştırma kapsamı dışında kalan uyuşmazlığa konu taşınmazların acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, 03/09/2021 günlü, 4456 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:


İNCELEME VE GEREKÇE :


MADDİ OLAY: Dava konusu 03/09/2021 tarih ve 4456 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, ... Mahallesi... ve ... parsel sayılı taşınmazların "Kuzey Marmara Otoyolu" projesi kapsamında, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir. Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacılara ait taşınmazlar yönünden iptali istemiyle açılmıştır.


İLGİLİ MEVZUAT: Anayasanın 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde; "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1. maddesinde; "Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler.” hükmüne ve 6. maddesinin son fırkasında; “Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur.” hükmüne, 6. maddesinde "....Cumhurbaşkanı veya bakanlıklar tarafından verilen kamu yararı kararlarının ayrıca onaylanması gerekmez. Onaylı imar planına veya ilgili bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak hizmetler için ayrıca kamu yararı kararı alınmasına ve onaylanmasına gerek yoktur. Bu durumlarda yetkili icra organınca kamulaştırma işlemine başlanıldığını gösteren bir karar alınır." hükmüne, 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.


HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.2942 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılabilecek olup, kamulaştırma yapılabilmesi için ya ilgili idare tarafından kamu yararı kararının alınması, ya da onaylı imar planı veya ilgili Bakanlıklarca onaylı özel plan ve projesine göre yapılacak bir hizmet olması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından verilen 14/12/2021 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu işlem ile projenin kesin olmayan muhtemel güzergahları baz alınarak, bu güzergahlar üzerinde yer alan muhtelif taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma kararının alındığı, dava konusu taşınmazların projenin muhtemel güzergahında yer aldığı, daha sonra yapılan proje çalışmalarına istinaden, söz konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ihtiyaç kalmadığının tespit edildiği, davaya konu taşınmazların kamulaştırma kapsamı dışında olması nedeniyle bu taşınmazlara yönelik herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmasına gerek kalmadığı, dava konusu taşınmazlar söz konusu proje kapsamında bulunmadığından haklarında alınmış bir kamu yararı kararının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. Bu durumda; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından davaya konu taşınmazların kamulaştırma kapsamı dışında kaldığı belirtilmiş ise de; dava konusu Cumhurbaşkanı kararında yer verilen anılan taşınmazlar yönünden, dava konusu işlemi tesis eden Cumhurbaşkanlığı tarafından dava konusu işlemin geri alınmadığı, ayrıca davaya konu taşınmazlara ilişkin alınmış bir kamu yararı kararının bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu Cumhurbaşkanı kararının 5249 ve 5251 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.


KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;

1.Dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsellere ilişkin kısmının İPTALİNE,

2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacılar tarafından yapılan toplam ... TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,

3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ... -TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine,

4.Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :Dava, "Kuzey Marmara Otoyolu" projesi kapsamında, taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/09/2021 tarih ve 31588 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/09/2021 tarih ve 4456 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının, İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, ... Mahallesi, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden istemiyle açılmıştır. Dosyanın incelenmesinden; davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından verilen 08/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu işlem ile projenin kesin olmayan muhtemel güzergahları baz alınarak, bu güzergahlar üzerinde yer alan muhtelif taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma kararının alındığı, dava konusu taşınmazın projenin muhtemel güzergahında yer aldığı, daha sonra yapılan proje çalışmalarına istinaden, söz konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ihtiyaç kalmadığının tespit edildiği, davaya konu taşınmazın kamulaştırma kapsamı dışında olması nedeniyle dava konusu taşınmaza yönelik herhangi bir kamulaştırma (acele kamulaştırma v.b.) işlemi yapılmasına gerek kalmadığı hususunun belirtildiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın kamulaştırma işlemlerine başlanılmadığı ve dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına yönelik icrai bir işlem tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda; dava konusu işlem ile projenin kesin olmayan muhtemel güzergahları baz alınarak, bu güzergahlar üzerinde yer alan muhtelif taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma kararının alındığı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından davaya konu taşınmazın kamulaştırma kapsamı dışında kaldığının belirtildiği, dava konusu taşınmazın kamulaştırma işlemlerine başlanılmadığı ve kamulaştırılmasına yönelik icrai bir işlem tesis edilmediği, dolayısıyla ortada yürütülen bir idari işlem bulunmadığından, iptaline karar verilecek bir idari işlem bulunmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, çoğunluk kararına katılmıyoruz.

 


 

 



Comments


bottom of page