ZORUNLU ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDİR?
- Av. Mert Türk
- 12 Eyl 2023
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Mar
GİRİŞ
Tarım arazilerinin toplulaştırılması ve tarla içi geliştirme hizmetlerini içeren zorunlu arazi toplulaştırması uygulaması 02/07/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 30679 Sayılı “Arazi Toplulaştırması ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği” uyarınca gerçekleştirilmektedir.
İşbu makalede, Türkiye’de tarım arazilerinin toplu hale getirilmesi, sulu tarımın geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulmuş olan ilgili işlemin incelemesi yapılacaktır. Devamında ise idari işlemlere ilişkin hukuki yollar bakımından ilgili toplulaştırma işlemine dair mağduriyet yaşayan kişilerin izleyebilecekleri hukuki süreç anlatılacaktır.
İÇİNDEKİLER
1. ZORUNLU ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDİR?
Esasen “Zorunlu Arazi Toplulaştırması”, tarım arazilerinin düzenli bir şekilde kullanılabilmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla uygulanan bir toprak düzenleme yöntemidir. Bu işlem, çoğu zaman köylerdeki tarım arazilerini bir araya getirerek parçalı tarımı önlemeyi ve verimliliği artırmayı hedefler. 6200 Sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanunun Ek-9 uncu maddesi, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 24. Maddesi, 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca işleme konan Arazi Toplulaştırması, 30679 Sayılı “Arazi Toplulaştırması ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği” kapsamında yürütülmektedir.
1.1. Tanım ve Temel Kavramlar
Zorunlu Arazi Toplulaştırması, arazi sahiplerinin topraklarının düzenli ve verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlamak için yerel yönetimler veya devlet tarafından başlatılan bir süreçtir. Bu süreçte, araziler yeniden düzenlenir, parçalı araziler birleştirilir ve tarım işleri daha etkili hale getirilmek istenir. Zor bir sürece sahip olan bu idari işlemler bütünü, çeşitli mağduriyetler yaratma riski de taşımaktadır.
1.2. Zorunlu Arazi Toplulaştırması Amaçları
Zorunlu Arazi Toplulaştırması, aşağıdaki amaçları taşır:
Tarım arazilerinin verimliliğini artırmak
Arazi kullanımını düzenlemek ve optimize etmek
Parçalı tarımı azaltmak
Çevre koruma amacıyla sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek
1.3. Uygulanma Alanları
Zorunlu Arazi Toplulaştırması, genellikle kırsal alanlarda tarım arazilerini düzenlemek amacıyla uygulanır. Köylerde veya tarım yoğun bölgelerde toprakların daha etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar.
Bölüp birleştirmeden kaynaklı olarak toplulaştırma işlemi, işlem kapsamında yer alan vatandaşların başka paydaşlar ile ortak parselde arazilere sahip olmasına, kültürel mirasların zarar görmesine sosyal ilişkilerin zarar görmesine, miras ilişkilerinden kaynaklı olarak çatışmalarına doğmasına, arazinin değer kaybına neden olabilir. Aynı zamanda hazineye aktarılan azami %10’luk pay ve gerektiğinde araziler üzerinde yapılan kamulaştırma işlemleri vatandaşların mağduriyet yaşamasına neden olabilir.
2. ZORUNLU ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI SÜRECİ
2.1. Başvuru ve İnceleme Süreci
30679 Sayılı “Arazi Toplulaştırması Ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği” uyarınca gerçekleştirilen arazi toplulaştırılması işleminde uygulayıcı kuruluş olarak 5/2 maddesi uyarınca “DSİ” belirlenmiştir. Aynı yönetmeliğin tanımlar kısmında yer alan "Proje İdaresi" ise DSİ’nin iznine tabi olarak hizmet konuları ile ilgili arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetlerini yürütmeye yetkili DSİ dışındaki kurum ve kuruluşları anlatmaktadır. Bu proje idaresinin herhangi bir şirket mi yoksa idari kurum ve kuruluş mu olduğu açıklanmamıştır. Bunun devamında ise arazi toplulaştırmasının iki türe ayrıldığı görülecektir.
İlk tür olan “İsteğe bağlı toplulaştırma” kararı arazi maliklerinin isteği doğrultusunda DSİ tarafından Cumhurbaşkanı kararı öncesinde gerekçeye eklenerek alınır.
İkinci tür olan ve yazımıza konu olan “Zorunlu Toplulaştırma” işlemi ise DSİ’nin yürüttüğü işlemler ile maliklerin (Arazi Sahiplerinin) rızası aranmaksızın Cumhurbaşkanı kararı ile alınır.
2.2. İptal Davası Süreci
Yukarıda bahsedilen Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar, kararname ile karıştırılmamalıdır. Cumhurbaşkanının verdiği “Zorunlu Toplulaştırma” kararına karşı hukuken ilgili olan kişiler, kararın Anayasa’nın 125. Maddesi uyarınca İdari işlem niteliğine sahip olması nedeniyle bu kararlara karşı DANIŞTAY’da iptal davası açılabilecektir. Bu iptal davası, karar Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren 60 gün içerisinde açılmalıdır.
İlgili karara ilişkin inceleme İdari Yargılama Hukuku ve Anayasa Hukuku kapsamında yapılacak. Usulen incelemenin yanında Kamu Yararına ilişkin olarak da inceleme yapılacaktır.
Bu aşamada iptal davası, sonradan telafisi imkansız hallere imkan verileceği gerekçesiyle “Yürütmenin Durdurulması” talepli olarak açılmalı ve varsa hukuka aykırı işleyen sürecin durdurulması kararı alınması sağlanmalıdır.
Devamında ise olumlu sonuç çıkarsa Cumhurbaşkanı kararı iptal edilir ve varsa karardan doğan işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar idari yargı mercilerinde “Tam Yargı Davası” açabilirler.
Olumsuz sonuç alınması durumunda ise; cumhurbaşkanı kararı geçerlilik kazanır. Ancak işleme ilişkin hukuka aykırılık olduğuna inananlar bu işlemden doğan haklarının zedelendiğine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi’ne “Bireysel Başvuru” yoluna başvurabileceklerdir. Bu yol ile, Anayasa’da temel haklar arasında sayılan 35. Maddede yer alan “Mülkiyet Hakkı’nın ihlalinden yola çıkılarak başvuruda bulunulabilecektir.
2.3. Değerlendirme ve Planlama Aşamaları
Bu aşamaların devamında iptal davası aşamaları olumsuz sonuçlandığı taktirde devam eden toplulaştırma süreci, yönetmeliğin 7. Maddesi ile devam eder. Elbirliği mülkiyete konu araziler paylı mülkiyete çevrilir.
Bu aşamanın ardından 8. Madde kapsamında arazi sahiplerinin tapularına “6200 sayılı Kanunun Ek 9 uncu maddesi gereğince arazi toplulaştırması kapsamına alınmıştır.” Şerhi konur. Bu belirtme tarihinden itibaren toplulaştırma işlemi tamamlanıp tapuya tescili sonuçlandırılıncaya kadar, toplulaştırma alanındaki taşınmazlar üzerindeki tescilsiz iktisap halleri hariç malik ya da hak sahiplerinin talebine bağlı her türlü devir, temlik, ipotek ve satış vaadi, ifraz ve taksim, ayni ve şahsi haklar ile belirtme işlemleri DSİ veya proje idaresinin iznine bağlıdır. Buradan anlaşılması gereken husus, ilgili araziye şerh konulmasından itibaren satış, ipotek, devir gibi işlemler için DSİ’den izin alınması gerekmektedir. Bunun aksi şekilde satış gerçekleştirilemeyecektir.
Yönetmeliğin 9. Maddesi kapsamında “Arazi toplulaştırması sebebiyle kısıtlama getirilen alanlarda ürün ve mütemmim cüzlere verilecek zarar ile taşınmaz sahiplerine yeni parseller teslim edilene kadar kısıtlama getirilen alanlarda doğabilecek gelir kayıpları, arazi toplulaştırmasını yürüten DSİ veya proje idaresi tarafından karşılanır. Arazi mülkiyetinin ihtilaflı olması veya malikinin gelir kaybına ilişkin takdir edilen bedeli kabul etmemesi durumunda, DSİ veya proje idaresi tarafından yetkili sulh hukuk mahkemesine başvurularak bedelin tespiti istenir. Mahkemece belirlenen bedel, üçer aylık vadeli hesaba yatırılarak taşınmaz üzerinde malikin iznine tabi olmaksızın toplulaştırmaya ilişkin işlemlere devam olunur. Arazi toplulaştırması işlemlerine ilişkin olarak açılan davalar ilgili mahkemeler tarafından öncelikle görüşülerek neticelendirilir”
Daha sonrasında arazi toplulaştırması için gerekli kadastro planları ile beraber komisyonlar oluşturularak arazi derecelendirilmesi aşamasına geçilir. Usulleri yönetmelikçe belirlenmiş derecelendirme işlemine karşı 12. Madde uyarınca ilk önce 30 günlük askı süresince arazi komisyonlarına itiraz ederek itirazda bulunabilirler.
Bu ilk itiraz sonrasında arazi komisyonu itirazı inceleyerek ikinci kez ilana çıkartır. Bu 30 günlük ilan süresinde de itiraz DSİ veya proje idaresi(DSİ’nin belirlediği idare)ne yapılır. Bu itiraz sonucunda verilen karar kesindir. (Ancak bu karara ilişkin olarak da idari mahkeme yollarının denenebileceği unutulmamalıdır. Anayasa uyarınca idarenin usul ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.)
Arazi toplulaştırması sonucu belirlenen parsellerden azami %10 kesinti yapılır.
DSİ veya proje idaresi gerekli hallerde asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazileri toplulaştırabilir veya bu madde kapsamında değerlendirmek üzere kamulaştırabilir.
Arazi toplulaştırması uygulamalarında, tahsisli araziler asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki araziler ile birleştirilerek asgari büyüklükte yeni tarımsal araziler oluşturulabilir. Burada değinilen husus, asgari limitin altında kalan arazilerin birleştirilmesi yolu ile yeni tarımsal arazilerin ortaya çıkacağıdır. Bunun yanında 30679 Sayılı yönetmeliğin 21. Maddesinin ilk fıkrası ile de tahsisli arazilerin daha küçük araziler ile birleştirilmesi durumunda “Büyük araziye sahip olanların daha küçük arazilerin kendileri ile birleştirilmesi sonucunda bu arazileri satın alabileceği” anlaşılmaktadır. Zira sonraki kısımda belirtildiği şekilde toplulaştırmaya konu tahsis arazi sahipleri de arazi toplulaştırmasına konu arazinin malikleri olmalarından kaynaklı olarak ilgili arazileri alabileceklerdir.
Bu suretle oluşturulan araziler; öncelikle arazi toplulaştırmasına veya kamulaştırma konusu olan arazi maliklerine, bu kişiler satın almadığı takdirde, yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünde tarım arazisi bulunmayan yöre çiftçilerine rayiç bedeli üzerinden DSİ’nin veya proje idaresinin talebi üzerine, Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre satılır.
3. ZORUNLU ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI MAĞDURİYETLERİ VE HAKLAR
3.1. Toplulaştırma Kararı Alınırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Zorunlu Arazi Toplulaştırması sürecinde, arazi sahiplerinin haklarının korunması büyük önem taşır. Toplulaştırma kararlarının adil ve yasalara uygun bir şekilde alınması gerekir. Aynı zamanda toplulaştırma yapılacak alanın sosyokültürel yapısı, birden fazla ortaklı arazi olması durumunda uyuşmazlıkların ortaya çıkıp çıkmayacağı, arazilerden istenen verimin alınıp alınmayacağı iyice incelenmelidir.
Aynı zamanda DSİ’den farklı olarak proje idaresinin ilgili toprakların dağıtımı ve paylaşımına ilişkin süreci profesyonelce kontrol etmesi elzemdir. Bu durum gerçekleşmediği taktirde olası mağduriyetlerin yaşanacağı kuşkusuzdur.
Özellikle 21. Madde kapsamında büyük arazi sahiplerinin asgarinin altında kalan arazileri kamulaştırma ya da toplulaştırma vasıtasıyla satın alabileceği ihtimali doğmaktadır ki bu küçük arazi sahiplerinin mağduriyet yaşamasına neden olacaktır.
4.2. Arazi Sahiplerinin Haklarının Korunması
Arazi sahipler, İlgili sürecin başından itibaren
Cumhurbaşkanı Kararı’na karşı İptal davası ve Bireysel Başvuru
Toplulaştırma işleminin her aşaması bağımsız idari işlem niteliği taşıdığı için idari yargı yollarında iptal davası ve yürütmenin durdurulmasını isteme
İlgili arazideki çalışmalardan kaynaklı olarak tarımsal zararının giderilmesini ve varsa kamulaştırma işlemi yapılmış arazisinin ücreti
Arazi Derecelendirme aşamasına itiraz
Parselizasyon aşamasında itiraz
Haklarına sahiptirler ve bu süreçleri, hak kaybından korunmak için titizlikle kontrol etmelidirler. Bu kontrol aşaması mutlak surette bir hukuk danışmanlığı ile gerçekleştirilirse olası hak kayıplarının önüne geçilebilecektir.
4. SONUÇ
TNC Hukuk & Danışmanlık olarak zorunlu veya isteğe bağlı arazi toplulaştırması süreçlerinizin sonuna kadar hukuki destekçisi oluyor ve olası hak kayıplarınıza karşı idari ve adli mercilerde gerekli başvurularınızı yapıyor ve danışmanlığımızı sunuyoruz.
TNC Hukuk, alanında uzman avukat kadrosuyla hukukun her alanında profesyonelleşmiş ve müvekkillerine en doğru hizmeti sunma gayesi ile çalışan, iş ortağı olarak gördüğü müvekkillerinin her sahada hukuka dair ihtiyaçları olan desteği onlara sunan bir hukuk firmasıdır. Sizler de içerisinde bulunduğunuz süreçlere ilişkin hukuki danışmanlığımızdan faydalanmak için hemen bizler ile iletişime geçin.
İletişim Bilgilerimiz:
Telefon: 0 (224) 272 52 52
E-Posta: tnchukukdanismanlik@gmail.com
Adres: Demirtaşpaşa Mahallesi, Celal Bayar Caddesi, A. Fikri Bozkaya ÖRKAP İş Merkezi No: 12/205 Osmangazi / BURSA

Comentarios